• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam364
Toplam Ziyaret988625
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Mustafa Saadet
mustafa.saadet@yahoo.com
DİJİTAL PARANIN / PARALARIN GELECEĞİ
30/01/2024

Günümüzde en çok tartışılan konu, “Yapay Zeka” teknolojisinden sonra “Dijital Para” sistemidir. Dijital para sistemini doğuran dünya ticaret hacmi ve sistemleri bilinmekle birlikte paranın meydana gelişinin  tarihi seyrini çok kısa olarak hatırlatmakta fayda vardır.

 

TAKAS YOLU İLE TİCARET

Ticarette,  paranın keşfinden önce malın malla değiştirilmesi suretiyle ihtiyaçların temini sağlanmış, malı temsil eden bir yol (Takas) düşünülmüş ve geliştirilmiştir. Bu sayede ticaret de gelişme ve çeşitlilik sağlanmıştır. Köyde doğmuş ve büyümüş biri olarak (Bozüyük/Poyra köyü) takas sistemini görmüş ve yaşamış biriyim. Takas yolu ile ticaret dar kapsamlı ve küçük yerleşim birimlerinde 1955’li yıllara kadar uygulanagelmiştir. Köyümüz tahıl üreten bir köydü, civardaki köylerde sebze ve meyve ürettiklerinden, beslenmedeki öncelik ekmek olduğundan, etraftaki köyler ürettikleri sebze ve meyveleri at ve eşek sırtında köyümüze getirir ve tahıl ile takas ederlerdi. Takas oranı çoğunlukla “Okkası/okkasına” tabir edilen bir ölçü dahilinde yapılırdı. Yani misal,  bir ölçek buğdaya bir ölçek üzüm verilirdi. Tahılın, sebze ve meyvenin üretim durumuna göre bu değiştirme oranı yıllara göre değiştirilirdi.

Diğer ihtiyaç maddeleri çerçici denilen ve aynı şekilde köye getiren kimselerden takas yolu ile alınırdı. Bazen tahıl yerine yün, tiftik  gibi maddeler takas konusu olurdu. Türkiye’de o tarihlerde milli para sistemi vardı fakat köylerde pek kullanılmıyordu. Yolların yapılması ile mal sevkiyatı at ve eşek arabaları ile yapılır olmuştu.

 

KIYMETLİ MADENLERİN PARA OLARAK KULLANIMI DÖNEMİ

Ticaret yollarının yapımı, yolarda konaklama imkanlarının sağlanması ile (İpek yolu gibi…)  ülkeler arasında yapılan ticaret hacmi artmış, deve kervanları ile ticaret mallarının taşınması, kısmen de deniz taşımacılığının gelişmesi ile takas sistemi icra edilemez hale gelince, ticarete konu edilen malların değerinin tespiti ile ödemenin de öncelikle kıymetli taşlarla, daha sonra da kıymetli madenlerle (Altın ve gümüş ile) yapılması düşünülmüş ve ilk kez Lidya’da altın para basılmış bilahare Venedik ve Ceneviz’de altın ağırlıklı paralar olarak tedavüle çıkmıştır. Ancak, paranın altın ve gümüş olarak taşınmasının  çeşitli gasp olaylarına sebep olması ve denizden nakillerin de korsanların hedefi haline gelmesi, fiyat tespitinin kağıt üzerinde  yapılması ve banknotların devletler tarafından basılması ve değerinin garanti edilmesi , bankacılık sisteminde tediye aracı olarak kullanılması ile ülkeler arasındaki alış veriş hacmi artmış, mal çeşitleri fazlalaşmış ve moneter sistem sayesinde daha müreffeh bir hayat yaşanır olmuştur.

Ancak, 1. Dünya Harbi sonrası Alman parasındaki yaşanan değer kaybı  ve 1929 Dünya ekonomik krizi, akabinde 2. Dünya harbinin getirdiği büyük montanlı harcamaların yapılması neticesinde,  ülkeler arası istikrarlı bir para biriminin kabul edilmesinin gerektiği anlaşılmış ve 20.  yüzyılın  önemli ekonomistlerinden İngiliz John Maynard Keynes ile Amerikalı maliyeci ve Ekonomist Herry Desoter Vhıte bu konuda çalışarak sabit kur esaslı bir uluslararası para biriminin tedavüle çıkarılması konusunda fikir birliğine varmışlardır. Temmuz 1944 tarihinde 44 ülkenin 730 delegesinin  katılımı ile katılan ülkelerin  o tarihteki paralarının Dolara göre değeri esas alınarak hesaplamalar yapılmıştır.

Bretton Voods (BV) anlaşmalarının fikir babalarından J.M. Keynes’in görüşlerine itiraz eden ABD Keynes’in imza yetkili delege olarak katılmasını reddetmiş ve adı geçen  görüşmelere sadece “gözlemci olarak katılabilmiştir. Keynes’in görüşlerinin dışlanmasının kamufle edilmesi için, üye ülkelere verilecek Özel Çekme Hakkı SDR’nin hesabında Dolar, Yen, Mark, Sterlin ve F. Frangı’nın değerleri dikkate alınmak  suretiyle hesaplanması yoluna gidilmiştir

BV sözleşmesi 4200 sayfa, olup tamamını okuyan ve yorumlayan insan sayısı mahduttur, Sözleşmeye Doğu bloku ülkeleri katılmadığından “Anglo sakson“ anlaşması diye de anılmıştır.

Bretton Woods anlaşmasıyla ortaya çıkan yeni uluslararası para sisteminin özellikleri şöyledir:

1.Anlaşmaya katılan ve parasını altına dönüştürülebilir yapmayı kabul eden her ülkenin parasının değeri dolara göre saptanmıştır. Dolar altın ile dönüştürülebilirliğini koruyan tek ulusal para olarak kalmıştır. Anlaşma ile 1 ons altın = 35 dolar ya da 1 dolar 0,88867 gram altın olarak belirlenmiş ve ABD dış talep olduğunda doları bu parite'si üzerinden altına çevirmeyi kabul etmiştir.

2.   Anlaşma, ancak çok özel ve düzeltilmesi olanaksız parasal dengesizliklerde herhangi bir ülkeye, parasının dolara karşısındaki değerini değiştirme olanağı tanımaktadır. Bu tür düzeltmeler için öngörülmüş olan devalüasyon ve revalüasyon oranları en çok %10 dur. Ancak söz konusu ekonominin yapısından doğan dengesizlikler nedeni ile ayarlama ile yapılacak değişiklik %10'u aşacaksa, bu takdirde IMF'nin izni gerekecektir.

Anlaşmaya göre, Dünya Bankası ve IMF kurulmuş ve ABD nin isteği ile Dolar basma hakkı 12 ABD bankasının oluşturduğu FED’e tanınmış ve FED Merkez Bankası görevini  üstlenmiştir. Buradaki önemli konu ,12 bankanın paydaşlarının çoğunun Yahudi asıllı olması ve Dolar basma hakkının sadece FED’e verilmesi idi . Ancak, Amerikan yönetimi yaptığı baskılarla, altın karşılığına uyulmadan Dolar basımı yapmıştır. Sonucunda  ABD'yi buna iten zorunluluklar, ABD dış ticaretinin büyük boyutlara varan açıklar vermesi ile borçlu ülkeler arasına girmesi neticesini doğurmuştur.

Doların devalüe edilmesi ve altına dönüştürülebilirliğinin kaldırılmasıyla ortaya çıkan uluslararası para krizi, Bretton Woods ile getirilmiş olan altın döviz standardı sisteminin sonu olmuştur. Bu sistemin yerine, üzerinde 1963 yılından beri çalışmaların sürdürüldüğü Özel Çekme Hakları (Special Drawing Rights – SDR) sistemi yürürlüğe girmiştir.

Başlangıçta, basılan doların %25 karşılığının altın olarak tesisi şartı var iken bu oran daha sonra % 12,5 e indirilmiş, bu orana dahi uyulmadan, karşılıksız  Dolar basımı ile dünyada dolar bolluğu yaşanmış, bunu fark eden Fransa itirazda bulunmuş fakat, Dolar emisyonuna devam edilmesi üzerine Fransa Cumhurbaşkanı De Gaul, Fransadaki dolarları 2 uçağa yükleyip, altın karşılıklarını almak için Amerikaya hareket etmiş, uçak havada iken, Başkan Nikson tarafından altın karşılığı  iptal edilmiş ve Fransa’nın girişimi akim kalmıştır.  Neticede 1971 yılında sistem çökmüştür.

B. Voods sisteminin çökmesinden sonrada, ABD altın karşılığı olamadan Dolar emisyonuna devam etmiş ve dünya ticaretinin % 33 ‘üne hükmeder hale gelmiştir. Savunma harcamalarını arttırarak, karşı konulmaz bir silah üstünlüğü sağlamış ve Roma’dan sonra dünyaya egemen olan 2. Güç olmuştur. Kısaca; İngiliz aklı, Amerikan teknolojisi ve Yahudi sermayesinden oluşan 3'lü unsur dünyaya hükmeder hale gelmiştir. Bu güçlenmenin sebebi, altın karşılığı tesis edilmeden dolar basılmasıdır. 100 Dolar basmanın maliyeti kağıt ve boya parası olarak 4 dolar civarındadır. Halbuki 100 Doların alım gücü TL olarak düşünüldüğünde  bu günkü kura göre 3000 TL civarındadır. Bu artı para ABD nin olmakta veya ABD vatandaşı Türkiye’ ye gelip 100 Dolar harcadığında 2880 TL’lık artı gelir sağlamaktadır. Buna bir örnek Osmanlı zamanında 1856’da yapılan Dolmabahçe  sarayının,  maliyeti sadrazama sorulduğunda,  3.500 kuruş demesi gibidir. Sarayın maliyetini o devirde elle yazılan Osmanlı banknotu “Kaime’i muteber’i Osmani”nin elle yazılan banknotunun kağıt ve mürekkep masrafından ibaret olduğunu sanması idi.

2008 yılında,  1929 da yaşanan krizden sonra en büyük krizin meydana gelmesi ve Çin, Japonya ve güney doğu Asya ülkelerindeki  teknolojik ilerlemeler ve bu ülkelerin üretimlerinde rekabet imkanlarının gelişmesi ile ABD’nin  dünya ticaretindeki payı % 20’lere kadar düşmüştür. Bu durumun meydana gelmesinde Dolar egemenliğinin yarattığı tahakküme ve haksız kazanca  karşı  bir kısım ülkelerin karşı tavır alarak, aralarındaki ticaretin  kendi ulusal paraları ile ticaret yapmaya başlaması da etkili olmuştur.

Bretton Voods sisteminin çökmesine rağmen, Dolar, rezerv para olma durumunu 2010’lu yıllara kadar sürdürmüştür. Geçen sürede kağıt para sistemindeki olumsuzluk (gerçeğinden ayırt edilemeyen sahte paraların tedavüle çıkması. Basım masrafları ….) gibi sebepler de, yeni para sistemi arayışlarını artırmış ve 2011 yılında Japon asıllı Avusturalya vatandaşı Satoshi Nakamoto tarafından geliştirilen dijital para tartışılır hale gelmiş ve dünya gündeminde yerini almıştır. Şubat 2011 yılında çıkarılan ilk diğital para “Bitcoin”nin değeri 1 Bitcoin 1 dolar idi ve 20.000.000 Ünite piyasaya çıkarılmıştı. Ünite sayısının sabit tutulması sonucu 1 Bitcoin’in  fiyatı 65000 Dolara kadar çıkmıştır bu tahayyül edilemez bir kazançtı. Daha sonra 20.000 Dolara kadar düşmesi ile 1 Dolardan Bitcoin  alanlar çok büyük kazançlar sağlamış ve 65.000 Dolardan alanlarda servetlerini yitirmişlerdir.

Değerindeki büyük oynaklık ve sahibinin kimliğinin belli olmaması ve garanti şartlarının bulunmaması Bitcoine güveni sarsmıştır. Bu günlerde 1  Bitcoin’in Dolar karşılığı 40.000 Dolar civarında olup TL karşılığı 1.200.000 TL’dir, Bu meblağ dahi çoğu kimse için çok yüksek bir karşılık olup, Bitcoin’in binde birini almak  orta kesim için hemen hemen imkansız hale gelmiştir.  Bunun için daha ucuz onlarca dijital para piyasaya sürülmüşse de piyasada revaç bulmamıştır. Diğer taraftan kullanımında problemler oluşmuş, şifrenin kaybedilmesi veya unutulması halinde yatırılan para yok olmakta ve ispatı da mümkün olmamaktadır. Menşei sorulmadığından “kara para” aklama konusunda kullanımı  mümkündür. Bu menfi durumlar nedeni ile dijital paralar şimdilik San Salvador dışında hiçbir ülke tarafından ödeme vasıtası olarak kabul edilmemiştir.

Teminat durumu, hukuki zemin, vergilendirme, teknolojik kullanım hususlarında çalışmalar sürdürülmekte olup henüz açıklığa kavuşturulamamıştır. Regülasyon çalışmaları sürdürülmektedir.

Olumsuz  durumlarına rağmen dijital paranın  kullanım kolaylığı vardır. Sağlam ve güvenceli kullanım durumu sağlandığında dünya ticaretine kolaylık getireceği bellidir. Bilhassa turizmin gelişmesinde faydalı olacağı aşikardır. Birden çok  ülkeye yapılan seyahatlerde gidilen her ülke parasını almanın zahmeti ortadan kalkacak bütün dünyada geçerli  dijital paranız varsa telefonunuzun mobil sistemi ile herhangi bir ülkede istenen  alış veriş yapılabilecektir.

Netice itibariyle şimdilerde yaşanan olumsuzlukların giderilmesi halinde Dijital paranın hayatımızın vaz geçilmez unsuru olacağı kanaatindeyim. Olumsuzlukların giderilmesi için ise çok sayıda bankacı. iletişim uzmanı, yazılım uzmanı, maliyeci, ekonomist, hukukçu, diplomatın birlikte uzun seneler çalışarak başarılı sonuçlara ulaşacakları kanaatindeyim. Makul bir fiyattan  ve devletler tarafından sahiplenen   yeni bir dijital paranın tedavüle çıkarılması ümidi ile…



649 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KÜLTÜR DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM - 23/03/2024
Radyu Sputnik'de Bulgaristan’ın Dobruca bölgesinin müziği olarak tanıtılan ve Galina Dubreşiska tarafından icra edilen müzik, Bulgaristan Müziği değil, asırlardır Çerkesler tarafından Kafkasya'da söylenen bir ağıt idi.
SON GELİŞMELERE AMATÖR YORUMU - 20/10/2023
Şimdiki durumda Türkiye devletini tehdit edecek güçte bir komşusunun olmadığı kanaatindeyim. Olsa olsa bu tehdit, güçlü deniz kuvvetlerine sahip olan ve gemilerini Doğu Akdeniz'e konuşlandıran ABD ve GB olabilir.
UKRAYNA VE ÇERKES SOYKIRIMI - 04/06/2023
Gürcüler, Ermeniler, Azeriler, Rusya ile anlaşma yolunu seçtikleri için soykırım yaşamadılar, nüfuslarını korudular ve şimdi de bağımsız ülkeleri var.
GÖNEN-MANYAS ÇERKES SÜRGÜNÜ - 09/05/2023
Temennimiz, yas günü ilan edilen ve her yıl 21 Mayıs’ta anma programları yapılan 1864 soykırımına benzer şekilde, 2 Mayıs 1923’de yas günü ilan edilerek yıldönümlerinde Gönen-Manyas Çerkes Sürgünü olarak anılsın ve mağdurların hatıraları yad edilsin.
14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİ, ÇDP VE ÇERKESLER… - 15/04/2023
ÇDP yönetiminin toplumumuzun siyasallaşmasına katkı sağlayacak ve partiyi ileriye götürecek her türlü oluşuma kapısını açık tuttuğunu da belirtelim.
BİR MUSİBET BİN HASİHATTAN EVLADIR - 10/02/2023
STK’larımız büyük bir gayretle topladıkları yardım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta güçlükle karşılaşmışlardır. Şahsi telefonlarla bilgilendirmeler de kısıtlı kalmıştır.
Temsil Kabiliyetini Yitirmiş, İşlevi Kalmamış İki Sivil Toplum Kuruluşumuz: D.Ç.B. ve KAFFED - 26/10/2022
Geçen 10 sene içinde iletişim, internet ve bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmeler, artık bir ülkenin izin ve icazet vermesine gerek kalmayacak şekilde yeni imkanlar sunmaktadır.
ATA SÖZLERİNİN YORUMU - 26/01/2022
Atasözünün şimdiki tahrif edilmiş şekliyle söylenmesi mümkün değildir. Çünkü Çerkes’lerin müstakil devleti olmadığı için, sarayları, kralları, hatta iki katlı binaları bile yoktu.
KAFFED, ADIĞE DİLİNE VERDİĞİ ZARARDAN DOLAYI ADDER’DEN ÖZÜR DİLEMELİDİR - 01/08/2021
Tüm enerjimizi, kurumlarımızla ve hemşerilerimizle iş birliği içinde anadilimiz için kullanmak dileğiyle, son sözüm şudur. “ADDER, ÇERKES DİLİNİN YILMAZ VE EBEDİ KORUYUCUSUDUR”
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi